Geri dön

Araç Trafik Sözlüğü 4

Oval taşlanmış piston: Hafif oval olarak tasarlanmış bir pistondur. Isı karşısında genleştiği zaman tam dairesel bir şekil alır.

Pafta: Özel kesici bir alettir. Silindirik parçalar üzerine vida dişi açmaya yarar.

Piston eteği: Pistonun alt kısmıdır.

Piston mengenesi: Piston tutmak için özel bir mengenedir. Yuvarlak ağızlı olan bu mengene ile, piston hasara uğramadan tutulabilir.

Piston pimi: Pistonla biyeli birbirine birleştiren silindirik parçadır.

Piston pimi burcu: Biyel ayağında ve piston pim yuvasında, piston pimini yataklandıran burçtur.

Piston vuruntusu: Silindirine göre fazla aşınmış pistonun, silindir yuvalarına çarpmasıyla meydana gelen boğuk vuruntudur.

Pitman kolu: Sektör dişli mili ile, tekerleklere hareket ileten yön çubuğunu birbirine birleştiren koldur. Direksiyon hareketini tekerleklere geçirebilmesi için, ileri-geri hareket eder.

Port: Motorda supabların bulunduğu yerdeki deliktir. Hava-yakıt karışımı ve yanmış gazlar portlardan geçer.

Presleme geçme: Piston pimi ve burcu gibi parçaların sıkı olarak alıştırılmasıdır. Örneğin pim yerine presle takılır.

Proni freni: Motorun çıkış gücünü ölçen bir cihazdır.

Propan: Bir tür LPG yakıtıdır. Atmosferik basınçta -42 derecenin altında sıvı haldedir.

PSİ: İnç kare başına libre olarak basınç sıvı ve gaz basınçlarını ifade etmek için kullanılır.

Rölanti devresi:Karbüratörde, motor rölantide çalışırken karışım sağlayan devredir.

Rölanti devri: Gaz kelebeği serbest durumdayken, motorun yüksüz ve boşta çalışma devridir.

Radyatör: Soğutma sisteminde, içeriden geçen suyu soğutur. Radyatör motordan sıcak suyu alır ve soğuttuktan sonra motora gönderir.

Rayba: Üzerinde seri keskin bıçağı bulunan metal kesme aletidir. Rayba ayarlanıp delik içinde döndürüldüğünde delik yüzeylerinden talaş kaldırılır.

Regülatör: Elektrik sisteminde dinamonun çıkış voltajını ve akımını kontrol ederek, dış devreyi aşırı voltajdan ve dinamoyu aşırı akımdan koruyan düzendir.

Rotlar: Direksiyon sisteminde, pitman kolunu tekerleklere birleştirirler.

Silindir: Motorlarda gücü sağlayan hareketli parçalar olan pistonların yukarı aşağı (boxer motorlarda yatay yani sağa-sola) hareket ettiği silindir şeklindeki yuvalar. Motora güç sağlayan işlem olan ateşleme için hava ve yakıt karışımı silindire verilir, burada buji tarafından ateşlenir ve oluşan patlamanın gücüyle silindirin içindeki hareketi ileten parça olan piston aşağıya itilir. Aşağıya itilen piston da krank mili denilen ve diğer silindirlerdeki pistonların da bağlı olduğu bir mili döndürür. Bu mil, vites kutusu (şanzıman) yoluyla gücü tekerleklere aktarır.

Silindir HacmiSilindirin hacmi cc yani, santilitre (ayrıca santimetreküp -cm3- de denir) olarak belirtilir. Bir motorun silindir hacmi 1.6 litre denildiğinde aslında bu yuvarlak bir rakamdır. Gerçek rakam 1598 cc ya da 1580 cc gibi bir rakamdır. Örneğin 4 silindirli bir motorda dört silindirin hacimleri toplamını gösterir. Silindirin taban alanı ile strokunun, yani, geometrik olarak düşündüğümüzde bir silindirin taban alanı ile yüksekliğinin çarpılmasıyla bulunur. Daha fazla tork elde etmek ya da daha yüksek devirli yapmak gibi amaçlarla motordaki silindirin çapı ve stroku daha büyük ya da daha küçük yapılmaktadır. (hacim aynı kalarak).

(Valf): Otomobil terimlerinin çoğu gibi Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş bir kelimedir, daha çok supap olarak kullanılmaktadır. İngilizce'den yapılan çeviriler nedeniyle bazıları tarafından aynı şeye valf de denmektedir. Supap, silindirin üstünde yer alır ve açılıp kapanarak yakıt/hava karışımının silindire emilmesine ya da egzoz gazlarının silindirden atılmasına olanak tanır. Bu nedenle emme supabı ve egzoz supabı olarak ikiye ayrılır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı olduğunu gösterir. Motorlar çoğunlukla dört silindirli olduğu için bu iki ifadeyi en sık görürüz. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1 egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2 emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösteriyor. Ayrıca, örneğin Citroen'in 4 silindirli 12 supaplı (silindir başına 3 supap, 2 emme, 1 egzoz) turbodizel motoru, son zamanlarda Volkswagen'de gördüğümüz 5 silindirli 20 supaplı motor (silindir başına dört supap) ve Ferrari'nin kullandığı silindir başına 5 supaplı motor (3 emme, 2 egzoz) gibi örnekler de vardır.

Saplama: İki tarafına diş açılmış, başsız cıvatadır.

Segman ağız aralığı: Segman silindire takıldığı zaman, ağızları arasında kalan boşluktur.

Segman yuvası: Segmanların takılabilmesi için, pistondan açılmış yuvalardır.

Segmanlar: Segmanlar pistondaki segman yuvalarına takılır. Segmanlar iki çeşittir. Kompresyon segmanları,yanma odasındaki kompresyonun kaçmasını önler ve yağ semanları da silindir duvarlarındaki fazla yağı sıyırarak yanma odasına çıkıp yanmasını önler.

Sentil çakısı: Kalınlıkları doğru olarak bilinen ve boşluk ölçülmesinde kullanılan metal şeritlerdir.

Serbest pistonlu motor: Bir silindirde, ortada bulunan bir yanma odasının iki tarafına karşılıklı olarak yerleştirilmiş, içe ve dışa hareket ederek çalışan bir çift pistonlu motordur.

Şamandıra kabı: Karbüratörde, hava boğazından geçen havaya gereken benzini sağlayan benzin kabıdır. Karbüratörde yakıta depoluk eder.

Şasi çevresi: Motor ve karoseri ile tekerleklerin bağlanmasına yarayan, profil veya kanallı malzemeden yapılan madeni çerçevedir.

Şasi:Aracın önemli parçalarını kapsayan bir ünitedir. Genellikle karoseri dışında, otomobilin bütün parçalarını kapsar.

Taşlama taşı: Metalleri taşlamak için kullanılan zımpara taşından yapılmış, yuvarlak taştır.

Taşlayıcı: Zımpara taşı yardımıyla, metaller üzerinden talaş kaldırılabilen makinadır.

Silindiri: Hidrolik fren sisteminde tekerlek silindirleri, tekerleklerdeki fren tablasına takılır. Merkez pompasından gelen hidrolik basıncı, tekerlek silindirindeki, tekerleklerdeki fren tablasına takılır. Merkez pompasından gelen hidrolik basıncı, tekerlek silindirindeki pistonları etkileyerek fren pabuçlarını açar ve frenlemek için kampana iç yüzeyine temas ettirir.

Tekleme: Motorun bir veya birkaç silindirindeki ateşlemenin kusurlu veya ateşleme olmamasıdır.

Tel: Kurşun tetraetilin kısaltılmış şeklidir.

Termik verim: İç güç ile bu gücü elde etmek için sarf edilen yakıt enerjisinin oranıdır.

Termostat: Sıcaklık değişmesiyle çalışan bir parçadır. Motor soğutma sisteminde ve ısı kontrol klapelerinde çeşitli termostatlar kullanılır.

Testere: Testere sapına takılıp çıkarılabilen bir kesme laması bulunan ve metallerin kesilmesinde kullanılan alettir.

Titreşim damperi: Krank milinin burulma titreşimlerini önlemek için, krank miline takılan bir parçadır.

Tork anahtarı: Cıvata ve somunlar sıkılırken uygulanan döndürme momentini gösteren, göstergeli özel bir anahtardır.

Tork: Döndürme veya burma çabasıdır. Metre, kilogram veya pound-foot'la ölçülür.

Torna: Malzemeye şekil vermek için kullanılan bir makinadır. Malzeme dönerken kalem malzemeye dayatılarak parçadan talaş kaldırır.

Transistör: Elektrik anahtarı gibi kullanılan bir elektronik düzendir. Bazı ateşleme sistemlerinde platinlerin ömrünü artırmak için kullanılır.

Türbulans: Hava-yakıt karışımının silindirdeki hızlı dönüş hareketidir.

Uçuculuk yeteneği: Sıvının buharlaşma kolaylığının ölçülmesidir.

Üniversal mafsal: Güç aktarma organlarından olan kardan milinde, dönme açısını değiştirebilen birleştiricidir.

Üst ölü nokta (ÜÖN): Pistonun silindir içinde yukarıya doğru çıkarken, biyel ekseninin silindir ekseni ile paralel hale geldiği anda durduğu ve ters yönde harekete başladığı noktadır.

Üstten kam mili: Kam milinin silindir bloğu yerine, silindir kapağının üzerine veya silindir kapağına yerleştirilmesidir.

Üstten supablı: Supablar yanma odasının üzerine silindir kapağına yerleştirilmiştir. I tipi motor.

V tipi motor: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde bulunan motorlara denir.

V-8 motoru: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde dörder dörder sıralanmış olan motordur.

Vakum ölçme aleti: Otomobil tamiratında emme manifoldu vakumunu ölçerek, motor parçalarının durumunu tespit eden alettir.

Vakum: Havanın veya diğer maddelerin yokluğu veya eksik oluşudur.

Venturi: Karbüratör hava boğazındaki daraltılmış kısımdır. Havanın hızını artırarak vakum meydana getirir ve havanın içine benzin karışmasını sağlar.

Verim: Elde edilen sonuçla sarf edilen gayret arasındaki orandır.

Viskozite: Sıvıların akmaya karşı direncini gösteren bir terimdir. Klaın bir yağın viskozitesi, ince bir yağın viskozitesinden daha fazladır.

Volan: Krank miline bağlanan madeni bir tekerlektir. Aynı zamanda kavramaya yataklık eder ve ilk hareketi vermeye yarayan volan dişlisini de üzerinde taşır.

Vuruntu: Silindirde karışımın çok hızlı yanması ile meydana gelen çekiçleme şeklindeki vuruntudur.

Vuruntuyu önleyici: Motorda kullanılan yakıtın vuruntuya dayanıklılık özelliğidir

Yağ keçesi: Yağ sızıntısını önlemek için, dönen millere gerekli şekilde yerleştirilmiş contadır.

Yağ pompası: Motor yağlama sisteminde karterden yağı emerek, motorun yağlanacak parçalarına gönderir.

Yağ segmanı: Pistonda alt segman veya segmanlardır. Silindirde yağın yanma odasına doğru çıkmasını önleyecek şekilde yapılmıştır.

Yağın incelenmesi: Silindir duvarlarından aşağı süzülerek, kartere inen sıvı benzinin karterdeki yağı inceltmesidir.

Yağlama sistemi: Hareketli motor parçalarına yağlama yağı sağlayan sistemdir.

Yakıt deposu: Otomobilde yakıtı depo etmek için kullanılan metal kaptır.

Yakıt fiskiyesi: Karbüratörde bir boru olup, şamandıra kabından hava boğazına benzin akıtır.

Yakıt ölçme çubuğu: Karbüratörde ana emme fıskiyesine yakıt geçiren ana meme deliğini büyütüp küçülten parçadır. Bu sistem yardımıyla motorun çeşitli çalışma şartları için, değişik oranlarda karışım sağlanır. Uç kısmı farklı çaplarda yapılmış bir çubuktur.

Yakıt pompası: Yakıt sisteminde benzini, benzin deposundan karbüratöre basan pompadır.

Yakıt püskürtme sistemi: Karbüratörsüz bir yakıt sistemidir. Yakıtı yüksek basınçla emme manifolduna veya silindirlere püskürtür.

Yakıt sistemi: Otomobilde motorun silindirlerine yanabilecek şekilde buharlaşmış yakıtla, hava karışımı gönderen sistemdir. Yakıt sisteminde yakıt deposu,yakıt boruları,yakıt göstergesi, karbüratör,yakıt pompası ve emme manifoldu vardır.

Yanma odası: Silindirin üzerinde ve silindir kapağında bulunan, hava-yakıt karışımının yandığı yerdir.

Yanma: Motorda hava-yakıt karışımının hızla yanmasıdır.

Yaprak yay: Çelik levhalardan, farklı uzunluklarda yapılarak birbiri üzerine konulma suretiyle meydana gelen yaydır.

Yaş sürtünme: Yüzeylerine ince bir yağ tabakası sürülmüş iki katı cisim arasındaki sürtünmedir.

Yatak kepleri: Motorda yatak kepleri; yerine cıvatayla takılarak yatakları tutarlar.

Yatak: Genellikle bir mil üzerinde veya bir delikte bulunan dairevi bir yüzeydir. Mil veya muylu yatağın üzerine veya içine yerleştirilir.

Yay: Esnek bir parça olup basınç altında büzülür, basınç kalkınca tekrar eski halini alır.

Yaylı emiş supabı: Bazı iki zamanlı motor karterlerinde dil şeklindeki saç supabtır. Hava-yakıt karışımı yaylı emiş supablarından kartere girer ve krank muhafazasında basınç artınca supablar kapanırlar.

Zaman ayarı: >Motorda subapların zaman ayarının veya ateşleme zamanı ayarının yapılmasına verilen isimdir.

Zımpara macunu: Yağla karıştırılmış zımpara tozudur. Madeni parçaların alıştırılmasında kullanılır.

Zorlama: Motorun düşük devirde, gaz kelebeği tam açık durumda ve ağır yük altında çalışmasıdır.